İmtihan bilinciyle yaşamak



Varlığımızın sebeplerini anlamak için farkedilmesi gereken en önemli şeylerden bir tanesi imtihana tabi olduğumuzdur. Allah kullarını sürekli olarak farklı sebeplerle denemekte; ve onlara yaptıkları amellere göre muamele edeceğini vaad etmektedir.

Bu noktada Allah’ın inanan kulları olarak farkındalığımızı ve uyanıklığımızı arttırmamızın faydalı olacağını düşünüyorum. Önemli olan şeylerden bir tanesi sadece belli vakitlerin değil yaşadığımız her anının imtihanın bir parçası olduğu bilmek. Sabah kalkıp akşam yatıncaya kadar yaptığımız herşey buna dahil. Bu nedenle Allah bize hesap sormadan önce belki de her akşam kendi muhasebemizi yapmamız faydalı olacaktır. Gün boyunca Allah’ı ne kadar sık andık? Yaptığımız işlerde onun rızasını gözettik mi? Yoksa sadece daha fazla para kazanmak için onun rızasına aykırı olabilecek işler yapıp başkalarının hakkını mı aldık? Çalışırken amacımız ne idi? Yaptığımız işlerde hayra ve barışa yönelik bir yön bulunmakta mıydı? Elimize geçen başkalarına yardım etme, malımızı Allah yolunda harcama fırsatlarını iyi değerlendirdik mi yoksa bunları kaçırdık mı? Başımıza gelen sıkıntılara sabredebildik mi? Yoksa isyan mı ettik? Allah’a sahip olduklarımız için gerektiği gibi şükredebiliyor muyuz? Gibi soruları sormanın ve aslında geçici olarak bu dünyada bulunduğumuz, ve sonradan hesaba çekileceğimiz bilincini canlı tutmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Tabiki yaptığımız ibadetler, kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, gidebiliyorsak hacca gitmek çok önemli. Ancak müslümanlığımızı içimize sindirerek hayatımızın bütün alanlarında bu bilinçle yaşayabilirsek daha tutarlı ve doğru bir yaklaşımı benimsemiş oluruz. Yani bir taraftan namaz kılıp diğer taraftan insanları kandırmak, onlar üzerinden haksız kazanç sağlamak, zor durumda düşkün olana bir tekme daha atmak, daha zengin olmak daha çok para kazanma hırsına kapılmak, insanlara kötü davranıp zulmetmek tutarsız ve müslümanlıkla bağdaşmayan davranışlar olacaktır. Yaptığımız ibadetler imanımızın yansımalarının bir boyutudur. Bunun diğer bir boyutu da hayatımızı dinimize göre şekillendirmek olacaktır.

İnsan hayatın temposuna kendini kaptırdığı zaman birçok şeyi unutabiliyor. Dini için yapmak istediği bazı şeyleri daha ileriki dönemlere erteleyebiliyor. Sonra da bir bakıyorsunuz ki din için yapılanlar kıldığımız namaz vakitlerinde Allah’ı anmaktan ibaret hale geliyor. Onun dışında tam anlamıyla kendimizi dünyaya kaptırıp Allah’ı hiç hatırlamayabiliyoruz. Burada da önemli olan yediğimiz yemeğin, yaptığımız alışverişin, günlük çalışmamızın, öğrendiğimiz bilimlerin ahirete bakan bir yüzü olduğunu farketmek. Yemek yerken sırf keyif almak ve ihtiyacımız karşılamak için yemek yerine, bunun Allah’ın bize sunduğu büyük bir lütuf olduğunu bilerek, aslında o istemezse biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım bir rızık kazanamayacağımızı bilerek yemek ve bize sundukları için ona şükretmek; veya alış veriş yaparken hile yapmadan alış veriş yapmak, israftan kaçınmak, bunların bize sunulan nimetler olduğunu bilip şükretmek ve malımızda ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını gözetmek; veya çalışırken, spor yaparken Allah’ın bize verdiği akıl, beden ve sağlık için şükretmek, yaptığımız işi haddi aşmadan iyilik ve güzelliğe vesile olacak amaçlar için yapmak; veya ders çalışırken bir branşta uzmanlaşırken ya da fizik, matematik gibi bir konuyu öğrenirken aslında bunların Allah’ın iliminin birer yansıması olduğunu görmek, bilimin aslında Allah’ın doğada işleyen kanunları olduğunu ve onun varlık ve birliğinin delilleri olduğunu farkedip onun yüceliğini ve kudretinin sonsuzluğunu anlamaya çalışmak...

Böyle bir bakış açısını hayatımızın her alanına yayabilirsek müslüman olmanın farkını daha iyi kavrayabileceğimizi ve Allah’ın rızasına daha çok yaklaşabileceğimizi düşünüyorum. Allah bizlere onun güzel yolunda ilerlemeyi nasip etsin.
 

Hayat ''OKU'' yanlarındır...


"Hayat, gözün gördüğünden ibâret midir acaba?"